Faradai, “Dekarbonizasyonda Teknoloji ve Veri” temalı çalıştayında sürdürülebilirlik liderlerini buluşturdu!
30 yılda %60’tan fazla artan küresel karbon emisyonları, gezegenimiz için tehdit unsuru olmaya devam ederken, sürdürülebilirlik alanında yapay zeka destekli çözümler sunan teknoloji şirketi Faradai, Dünya Çevre Günü’nün hemen öncesinde sürdürülebilirlik ve dekarbonizasyon alanında öncü bir çalıştaya imza attı. İş dünyasından sürdürülebilirlik liderlerinin katıldığı çalıştayda, veri odaklı dekarbonizasyon ve sürdürülebilirlik stratejilerine odaklanıldı.
Statista’nın yayımladığı verilere göre, son 30 yılda fosil yakıtlardan ve sanayiden kaynaklı %60’tan fazla artan küresel karbon emisyonları, gezegenimiz için tehdit unsuru olmaya devam ediyor. Bu doğrultuda dünya genelindeki çevrenin korunmasına yönelik çalışmalar hızlandırılırken, sürdürülebilirlik alanında yapay zeka destekli çözümler sunan teknoloji şirketi Faradai, 5 Haziran Çevre Günü’nün hemen öncesinde sürdürülebilirlik ve dekarbonizasyon alanında öncü bir çalıştaya imza attı. 4 Haziran’da Postane-İstanbul’da düzenlediği “dekarbonizasyonda teknoloji ve veri” temalı çalıştayda önde gelen sürdürülebilirlik liderlerini buluşturdu. Çalıştaya yerel ve global ölçekte hizmet veren endüstri şirketlerinden, holdinglerden, bankacılık ve perakende sektörlerinden üst düzey yöneticiler katıldı.
İş dünyasının gündeminde veri odaklı sürdürülebilirlik var.
Etkinlikte veri odaklı dekarbonizasyon ve sürdürülebilirlik stratejilerine odaklanıldığını söyleyen Faradai CEO’su Şahin Çağlayan çalıştayları hakkında, “Sürdürülebilirlikte geçtiğimiz 10 yılın gündemi net sıfır hedefleri koymak ve zorunlu emisyon raporlaması yapmaktı. Önümüzdeki 10 yılın gündemi ise veri güdümlü olarak gerçekçi dekarbonizasyon performans değerlendirmeleri, süregelen şekilde karbonsuzlaşma ölçümü ve doğrulama kültürüne geçiş olacak. Emisyon raporlamaları bir amaç olmaktan çıkıp, kurumun net sıfıra giden yolculuğunda bir araç şeklinde konumlanacak. Bu kültürel dönüşüm, ancak veri analizi, nesnelerin interneti ve yapay zekanın de karbonizasyon süreçlerinde aktif kullanımı ile mümkün” dedi.
Şahin Çağlayan, “Bu dönüşümde kurumların en büyük problemleri sağlıklı ve sürekli, otomatik şekilde veri toplayabilmek. Tedarik zincirindeki karanlık noktaları veri ile aydınlatabilmek, bu verileri anlamlandırarak dekarbonizasyon çalışmalarında kullanabilmek olarak görünüyor. Özellikle bu hususlardaki sahadan başarılı uygulamaları, vaka çalışmalarını, örnek teknoloji kullanım senaryolarını detaylandırdığımız çalıştayımız, birçok büyük kurumun üst yönetiminden yoğun ilgi gördü. Çalıştay, akran öğrenmesine imkan sağlaması ve dekarbonizasyon teknolojileri ekosisteminin temellerini atması adına çok verimli bir başlangıç diyebiliriz. Tüm konuklarımıza değerli katkıları için çok teşekkür ederiz.” açıklamasını yaparken etkinlik hakkındaki detayları da paylaştı.
Bu kapsamda, çalıştayda dekarbonizasyon süreçlerinde ve stratejilerde gerçek zamanlı veri toplama, veri kalitesi ve güvenliği, analizi ve yönetimi gibi konular ayrıntılarıyla irdelendi. Yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin süreçlere nasıl entegre edilebildiği aktarıldı. Veri toplama ve yönetimi, raporlama, yasal uyumluluk ve şeffaflığa dair yaşanan sorunlar katılımcılarla birlikte tartışıldı. Teknolojinin ve yapay zekanın bu süreçlerde yarattığı fırsat ve tehditler değerlendirildi. Çalıştaya katılan şirketlerin sürdürülebilirlik liderleri, dekarbonizasyon, sürdürülebilirlik, veri yönetimi ve teknoloji ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
“Sürdürülebilirlik süreçlerinin dijitalleşmesi çok önemli”
Dekarbonizasyon odaklı, gerçek zamanlı veri, siber güvenlik ve teknoloji konularına odaklanan Faradai Kurucu Ortağı ve COO’su Burak Sefer, “Sürdürülebilirlik süreçlerinin dijitalleşmesi, ilgili birimlerin iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve kurumların stratejik adımlarını daha etkin atabilmeleri açısından kritik öneme sahip. Veri toplama süreçlerinin IoT cihazları, mevcut yönetim sistemleri, ERP yazılımları ve üçüncü parti hizmet sağlayıcılarına entegre edilerek otomatikleştirilmesi, yapay zeka uygulamaları ile çeşitli kaynaklardan kusursuz şekilde toplanabilmesi, dekarbonizasyon metriklerinin takibi açısından büyük önem taşıyor. Özellikle kurumsal şirketlerin kullanacakları teknoloji çözümlerinde mevcut iç sistemlere entegrasyon kabiliyeti, bulut ve yerinde kurulum (on-premise) esnekliği, siber ve veri güvenliği uygulamaları ile güncel mevzuata ve BT gereksinimlerine uyumluluk öncelikli hususlardır. Bunlar içinde elbette, gelişmiş yazılım mimarisi ile güncel teknolojilere adaptasyon yeteneği de bulunuyor” şeklinde konuştu.
“Sürdürülebilirlik verisinin toplanması, büyük şirketler için bir mücadele alanı”
TAV Airports Sürdürülebilirlik ve İş Mükemmelliği Koordinatörü Başak Helen Taşkan: “Coğrafi ve operasyonel çeşitliliğin olduğu büyük ölçekli organizasyonlarda, sürdürülebilirlik verisinin toplanması en önemli mücadele alanlarından birisidir. Kurumsal sürdürülebilirlik performansının ölçülebilir hale gelmesi için düzenli ve tutarlı veriye ihtiyaç var. Günümüzde sürdürülebilirlik stratejisini değil, iş stratejisine entegre edilen sürdürülebilirliği konumlamaya çalışırken, “sürdürülebilirlik ya da ESG verisi” diye bir kategorinin olmadığının anlaşılması gerek. Fonksiyon liderleri tarafından organizasyonun her alandaki performansını izlemek, ölçmek ve iyileştirme faaliyetleri başlatabilmek amacıyla toplanan veriler, kurumsal sürdürülebilirlik indikatörlerinin de anlamlandırılmasına hizmet ediyor. Bunun sağlanması için de verinin ilgili fonksiyon tarafından sahiplenilmesi, düzenli olarak takibi ve bu çerçevede analizi gerekiyor. Özetle sürdürülebilirlik, veri yönetiminde kurumsal farkındalık, sahiplenme ve örgüt kültürü belirleyici unsurlardır” ifadelerini kullandı.
“ESG odaklı veri toplamanın merkezinde dijitalleşme var”
Akçansa Sürdürülebilirlik Müdürü Erhan Çalışkan: “Dekarbonizasyon yolculuğu için şeffaf ölçümleme, raporlama ve doğrulama çalışmaları kurumların en öncelikli stratejik alanlarından olacak. ESG odaklı veri toplama ve doğrulama süreçlerinde dijitalleşme çok önemli bir adım. Sadece güncel mevzuatı takip etmek bile, ilgili birimlerin vaktini çok fazla alabiliyor. Bu süreçlerin tek bir noktadan dijitalleşme destekli alarm ve takip sistemiyle yönetilmesinin işgücü verimliliği açısından daha doğru olacağını düşünüyorum. Ayrıca, entegre raporlama süreçlerinin verimliliği adına, kurumların iç denetim ve teftiş birimleri aracılığıyla her çeyrek veya yarıyıl zamanlarında sürdürülebilirlik denetimlerini etkin şekilde getirmeleri, raporlama kalitesini artıracaktır” dedi.
“Sürdürülebilirlik yöneticileri, adeta birer orkestra şefidir”
Faradai Sürdürülebilirlik Yöneticisi Pınar Bahar Yücel sürdürülebilirlik yöneticilerini orkestra şefine benzettiğini söyleyerek şunları ekledi: “Sürdürülebilirlik yöneticilerini orkestra şefine benzetiyorum. Farklı cephelerde farklı konular için mücadele veriyorlar. İç ve dış tüm paydaşlarının sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için her enstrümanın doğru zamanda devreye girmesini yönetmek gibi bir görevleri var. Strateji geliştirme ve uygulamadan risk yönetimine, kurum kültürünün dönüştürülmesinden ESG performans izleme ve raporlamaya, paydaşlarla iş birliğinden uyum yönetimine kadar birçok alanda kendilerini görebilirsiniz. Özellikle, dekarbonizasyon alanında yenilikçi dijital çözümlerin kullanımını teşvik etmeleri oldukça kıymetli bir misyon.”
“Dijitalleşme süreçlerinde aksiyon planı oluşturulmalı”
Faradai Operasyonlardan Sorumlu GMY Alper Öz ise veri ve dijitalleşme konularında çalıştayda şu ifadeleri kullandı: “Dijitalleşme süreçlerinde verinin yönetimini, analizini ve aksiyonlarını planlayabilmek için uçtan uca bütüncül değerlendirilmesi gerekiyor. Öte yandan, buna uygun altyapı tasarlanmalıdır. Geleneksel yöntemlerle bakıldığında çok sayıda kaynaktan toplanan verinin hacmi ve çeşitliliği kafa karışıklığı yaratabilir. Ancak, bahsettiğimiz nokta da tam olarak bu. Böylesi sistematik bir altyapıdan toplanan sağlıklı verinin iyi kurgulanmış yapay zeka algoritmaları veya ön tanımlı senaryolarla analiz edilmesi de kolaylaşıyor ve manual süreçler rafa kalkabiliyor. Alarm durumlarında, raporlamalarda, aksiyon alma konularında her sorumluya kendi görev ve yetki alanları doğrultusunda atamalar yapılabiliyor. Bu düzenli yapı sayesinde, zamandan tasarruf edilip verimsizliklerin en aza indiği şeffaf süreçler ortaya çıkıyor.”
“Yapay zekanın kurumlara odaklanma ve hedeflerin belirlenmesi konularında destek vermesini bekliyoruz”
Kurumsal Sürdürülebilirlik Mühendisi Veysel Koca: “Veri analitiği kapsamında, yapay zekadan beklentimiz şirketlerin odaklanma konularında öneriler sunması ve hedeflerin belirlenmesi ile bunlara ulaşma konularında kurumlara destek vermesi. Tedarikçilerden veri almak ve alınan verinin doğruluğunu teyit etmek zorlayıcı. Dijitalleşme süreçleri bu konularda destekleyici ancak kurumlar tarafından tüm disiplinlere ve sahaya uygulanması maliyetli görüldüğü için uygulama noktalarında farklı bariyerler söz konusu” şeklinde konuştu.
CCI Çevre Müdürü Yusuf Dulda ise tüketicilerin çevre bilincine dair şunları ekledi: “Günümüzde artık gençler çevre bilinci yüksek ve doğaya duyarlı ürünler görmek ve tüketmek istiyor. Tükettikleri ürünleri sorguluyorlar. Bu konuda gerçekten duyarlı bir nesil var karşımızda. Tükettikleri ürünlerin hem çıktılarının hem de maliyetinin farkındalar ve bunun için gereklilikleri de karşılamaya hazırlar.